13.06.2025 Cuma

Beğenilme Kaygısı: Başkalarının Onayıyla Yaşamak Zorunda mıyız?

Beğenilme kaygısı, kişinin çevresindeki insanlar tarafından kabul edilme, onaylanma ve takdir edilme ihtiyacının yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu duygu, zaman zaman hepimizde görülse de, yaşam kalitesini etkileyecek düzeye ulaştığında psikolojik bir sorun haline gelir.

Beğenilme Kaygısı Neden Oluşur?

Beğenilme ihtiyacı çocukluk dönemine kadar uzanabilir. Aile içinde sürekli eleştirilen, takdir edilmeden büyüyen bireyler, ileriki yaşlarında başkalarının sevgisine bağımlı hale gelebilir. Toplumsal baskılar, sosyal medya etkisi ve başarı odaklı yaşam tarzı da bu kaygıyı artırabilir. “Herkes beni sevmeli” inancı, kişinin gerçek duygularını bastırmasına neden olur.

Beğenilme Kaygısının Belirtileri

- Karar verirken sürekli başkalarının ne düşüneceğini hesaba katmak  
- Hayır diyememek ve sınır koyamamak  
- Sosyal ortamlarda sürekli kendini ispatlama çabası  
- Eleştiriden aşırı derecede etkilenmek  
- Başarının bile yeterince takdir edilmediğini düşünmek  

Bu belirtiler uzun vadede özgüven kaybına, anksiyete bozukluklarına ve depresyona yol açabilir.

Sosyal Medyanın Etkisi

Beğenilme kaygısı, özellikle sosyal medyada daha görünür hale gelmiştir. Paylaşılan her fotoğraf, her yorum “kaç beğeni aldı” kaygısıyla değerlendirilmekte. Bu da insanların, sadece dijital dünyada onay alabilmek için gerçek benliklerinden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır.

Beğenilme Kaygısıyla Nasıl Başa Çıkılır?

1. Kendin Olmayı Seç: Herkesin seni sevmesi mümkün değil. Gerçek benliğini kabullenmek, sahici ilişkiler kurmanın ilk adımıdır.
2. Sınırlarını Belirle: Hayır diyebilmek, kendine saygının göstergesidir.
3. Eleştiriyi Kişiselleştirme: Her eleştiri seni hedef almaz. Gelişime açık ol ama özgüvenini zedelemesine izin verme.
4. Profesyonel Destek Al: Sürekli onay ihtiyacı duyuyorsan, bir psikologla görüşmek farkındalık kazanmanı sağlar.

Sonuç

Beğenilme kaygısı, toplumun onayına dayalı yaşam alışkanlıklarının bir yansımasıdır. Ancak bu duygu, kontrol altına alınmadığında bireyin ruhsal dengesini bozabilir. Unutulmamalı ki, önemli olan herkes tarafından sevilmek değil, kendini sevip kabul edebilmektir. Gerçek mutluluk, başkalarının değil, kendi içsel onayını aldığında başlar.