Kaçmak Ne Demektir?
Kaçmak; bir sorunla yüzleşmek, onu çözmek ya da kabullenmek yerine, ondan uzaklaşmayı tercih etmektir. Bu kaçış bir kişiden, bir durumdan, bir duygudan veya hatta kişinin kendisinden bile olabilir. Örneğin; bir ilişki sona erdiğinde hemen yeni bir ilişkiye başlamak, zor bir konuşmadan kaçmak ya da yoğun duygular yaşandığında kendini aşırı işe vermek, kaçma davranışına örnektir.
Neden Kaçarız?
1. Acıdan Korunmak: En temel sebep duygusal acıdan kaçınmaktır. İnsan zihni, tehlike hissettiğinde otomatik olarak “savaş ya da kaç” tepkisi verir. Kaçmak, bilinçdışı bir şekilde “kendini koruma” refleksidir.
2. Yetersizlik Hissi: Kimi zaman sorunlarla başa çıkacak yeterliliği kendimizde göremeyiz. Bu da yüzleşmek yerine uzaklaşmayı getirir.
3. Geçmiş Travmalar: Daha önceki olumsuz deneyimler, benzer bir durumla karşılaşıldığında kaçışı tetikleyebilir. Örneğin, çocuklukta bağırılan biri, tartışmadan otomatik olarak kaçmayı öğrenmiş olabilir.
4. Mükemmeliyetçilik: Hata yapmaktan korkan biri, hata yapma ihtimali olan durumlara hiç girmemeyi seçebilir. Bu da bir tür kaçıştır.
Kaçmanın Zararları
Kısa vadede kaçmak rahatlama sağlayabilir; ancak uzun vadede sorunları büyütür ve çözümü zorlaştırır. Bastırılan duygular birikir, kaygı artar ve kişinin kendine olan güveni zamanla zedelenir. Sürekli kaçmak, kişiyi yalnızlaştırır, ilişkilerde yüzeysellik yaratır ve gerçek bir içsel tatmini engeller.
Nasıl Başa Çıkılır?
- Duygularınızı Kabul Edin: Kaçma eğiliminde olduğunuz durumlarda, ne hissettiğinizi dürüstçe kabul edin. “Korkuyorum, endişeliyim, kırıldım” demek ilk adımdır.
- Küçük Adımlarla Yüzleşin: Kaçmak yerine, sorunla küçük adımlarla yüzleşmek daha kalıcı çözümler sunar. Her adım, özgüveni artırır.
- Profesyonel Destek Alın: Sürekli kaçma eğilimindeyseniz, bir psikolog ya da terapist bu davranışın nedenlerini keşfetmenize ve başa çıkma yolları geliştirmenize yardımcı olabilir.
Kaçmak, doğal bir savunma mekanizmasıdır; ancak sürekli hale geldiğinde gelişimi engeller. Hayatla, duygularımızla ve ilişkilerimizle sağlıklı bağlar kurabilmek için yüzleşmeyi öğrenmemiz gerekir. Unutmayın, cesaret korkusuz olmak değil; korkuya rağmen adım atmaktır.